ŞE İADE DAVASI: 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinde, geçerli bir neden bulunmadan veya sebep gösterilmeden yapılan fesihlerin geçersiz kabul edileceği kanun maddesi haline getirilmiştir. Böylece iş ilişkisinin sürekliliği ve istikrarı sağlanmaya çalışılmıştır. Aynı İş Kanunu’nun 18, 19, 20, 21, 22 ve 29. maddeleri ile işverenin bireysel ve toplu işçi çıkarması halleri sınırlandırılmış ve kurallara bağlanmıştır. Ayrıca İş Kanunu madde 116 uyarınca, İş Kanunu’nun 18, 19, 20, 21 ve 29. maddeleri, 5953 sayılı Basın İş Kanunu’na kıyas yoluyla uygulanacaktır. Bu durumda, Basın İş Kanunu kapsamına giren gazeteciler de iş güvencesinden faydalanabilir hale getirilmişlerdir. Ancak tüm bu olumlu düzenlemelere rağmen, Deniz İş Kanunu ve Borçlar Kanunu kapsamında kalan ve iş sözleşmesi ile çalışan işçiler iş güvencesinden faydalanamamaktadır.

İŞE İADE DAVASINDA DAVA AÇMA SÜRESİ NEDİR? 
İş K. m. 20/1 uyarınca, iş sözleşmesi feshedilen işçi, geçersiz olduğunu düşündüğü fesih bildiriminin tebliğinden itibaren BİR AY içinde işe iade davası açmalıdır.

İŞE İADE DAVASININ SONUÇLARI NELERDİR?
İş sözleşmesi işveren tarafından sebep gösterilmeden ya da geçersiz sebeple feshedilen işçi, açmış olduğu işe iade davasını kazandıktan sonra, geçersiz sayılan fesih nedeniyle, boşta geçen süreye ilişkin ücretini ve diğer haklarını talep etme hakkına sahip olur..

İş K. m. 21 uyarınca, feshin geçersizliğine karar verilmesi durumunda işveren işçinin başvurusunu tebliğ aldıktan itibaren işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşveren bu süre içinde işçiyi işe başlatmazsa mahkeme tarafından belirlenen tazminatı ödemekle yükümlü olacaktır.

KÖTÜNİYET TAZMİNATINA İLİŞKİN DAVA: İş güvencesinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, işveren tarafından fesih hakkının kötüye kullanılarak sona erdirildiğinde , işveren işçiye bildirim (ihbar) süresinin üç katı tutarında tazminat ödemek zorundadır. Uygulamada bu tazminatın adı Kötü Niyet Tazminatı olarak geçmektedir. Bu tazminat hakkı, iş güvencesi kapsamı dışında kalan işçilerin iş sözleşmelerinin, işveren tarafından kötü niyetli olarak feshedilmesini, daha doğrusu işverenin fesih hakkını kötüye kullanmasını önlemek için getirilmiştir. Örneğin, kendisi hakkında bir şikayette bulunduğu veya kendisi aleyhinde dava açtığı ya da başka bir davada tanıklık yaptığı için işveren işçiyi işten çıkarmışsa burada kötü niyetli sayılacaktır.