Davaların Birleştirilmesi, Taraf Teşkili - 6100 S. HMK 166.m

YARGITAY 14. Hukuk Dairesi 
ESAS NO : 2011/11120 
KARAR NO: 2011/12276 

Davacı tarafından, davalı aleyhine 24.02.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.03.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
Davacı, tapuda adına kayıtlı 604 ada 48 parsel numaralı taşınmazın genel yola bağlantısının bulunmadığını belirterek davalılara ait taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı Hazine, davanın reddini savunmuş, 10.06.2010 tarihli oturumda dahili davalı olarak dinlenmesine karar verilen İ…ise davayı kabul etmiştir. 
Mahkemece, davacıya ait 604 ada 48 numaralı parsel yararına 604 ada 50 ve 51 parsel sayılı taşınmazlardan geçit kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, 604 ada 51 parsel numaralı taşınmaz maliki Maliye Hazinesi temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “ mutlak geçit ihtiyacı ” veya “ geçit yoksunluğu ”, ikincisine de “ nispi geçit ihtiyacı ” ya da “ geçit yetersizliği ” denilmektedir. 
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. 
Belirtmek gerekir ki, usul hukukunda kural olarak bir kişinin davaya dahil edilmesi (katılması) suretiyle taraf durumunu alması ve o kişinin leh ve aleyhine hüküm kurulmasına olanak yoktur. Eğer, taraflar arasındaki dava sonunda verilecek hüküm davanın tarafı olmayan bir kişinin hukukunu etkileyecekse mahkemece yapılması gereken iş, ilgilisine o kişi hakkında yöntemine uygun dava açmak üzere uygun bir mehil vermek, eğer dava açılırsa açılan dava dosyasını 6100 sayılı HMK' nun 166.maddesine göre eldeki dava dosyası ile birleştirmek ve aynı yasanın 27.maddesine göre taraf teşkilini bu şekilde sağlayıp savunma ve delillerini topladıktan sonra bir hüküm kurmak olmalıdır. 
Mahkemece, bu yönler bir yana bırakılarak davada usulünce taraf olmayan İbrahim Türksever'in sadece duruşmadaki beyanıyla yetinerek istemin yazılı olduğu şekilde hükme bağlanması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz nedenlerinin şimdilik incelenmesine gerek bulunm