Güveni Kötüye Kullanma Ve Hırsızlık Suçu Ayrımı Cep Telefonu

T.C
YARGITAY
15.CEZA DAİRESİ
ESAS NO.2011/10179 
KARAR NO.2011/1985 
KARAR TARİHİ: 22.09.2011


Özet
TAŞINIR MALIN ALINMASININ HIRSIZLIK SUÇUNU OLUŞTURABİLMESİ İÇİN, ZİLYEDİN RIZASININ BULUNMAMASI GEREKİR. GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNDA İSE, ZİLYETLİK RIZAYLA FAİLE DEVREDİLMELİDİR.

MÜŞTEKİNİN, AYNI İŞYERİNDE ÇALIŞTIKLARI SANIĞIN KONUŞMA YAPMAK İÇİN İSTEMESİ ÜZERİNE CEP TELEFONUNU GEÇİCİ SÜRE İÇİN VERDİĞİNİ BELİRTMESİ KARŞISINDA; CEP TELEFONUNUN ZİLYETLİĞİNİN BELİRLİ BİR SÜRE İÇİN MÜŞTEKİ TARAFINDAN SANIĞA DEVREDİLMİŞ OLMASI NEDENİYLE EYLEMİN GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇUNU OLUŞTURDUĞU GÖZETİLMELİDİR.

İçtihat Metni

Sanık hakkında TCK'nın 508. maddesinden dava açılmış olup, C.Savcısının aynı Yasa'nın 491. maddesine göre cezalandırılması istemine dair mütalaasını sanığın bulunduğu oturumda vermiş ve mütalaaya karşı savunma yapmış olmakla, sanığa ayrıca ek savunma hakkı verilmemesi sonuca etkili olmadığından ve sanığın sabıka kaydında görülen kayıtların araştırılarak tekerrür nedeniyle hakkında 81. maddenin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.

Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK'nın 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı "kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunma" nesnel koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;

Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak,

Zilyedinin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya bir başkasına yarar sağlamak maksadıyla bulunduğu yerden almak, hırsızlık suçunun temel şeklidir. Taşınır malın alınmasının suç oluşturabilmesi için, zilyedinin rızasının bulunmaması gerekir.

Güveni kötüye kullanma suçunda ise, başkasına ait olup da, muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine cezalandırılmaktadır. Zilyetlik rızayla faile devredilmelidir.

Müştekinin anlatımlarında, aynı işyerinde çalıştıkları sanığın konuşma yapmak için istemesi üzerine cep telefonunu geçici süre için verdiğini belirtmesi karşısında; cep telefonunun zilyetliğinin belirli bir süre için müşteki tarafından sanığa devredilmiş olması nedeniyle eylemin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu anlaşılmakla, bu suçtan cezalandırılması gerekirken yazılı gerekçeyle hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabulü ile karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 81. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 22.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

KREDİ KARTINI RIZA İLE ALIP KULLANDIKTAN SONRA PARAYI ÖDEMEDİĞİ GİBİ KARTI'DA İNKAR EDEREK GERİ VERMEMESİ HIRSIZLIK DEĞİL GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA SUÇU OLUŞTUĞU

T.C. 
YARGITAY
11.CEZA DAİRESİ
Esas no: 2004/1005
Karar no: 2005/1153
Karar Tarihi: 16.03.2005


ÖZET : Sanıkların, nakit para çekmek amacıyla şikayetçiden teslim aldıkları kredi kartıyla çektikleri parayı ödememelerinin yanında, aldıkları kartı da iade etmeyip inkar etmek suretiyle güveni kötüye kullanmak suçunun işlendiğinin iddia olunup, mahkemece de kabul edilmesine rağmen kartın iade edilmemesinin yüklenen suçu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılmaması isabetsizdir. 

(765 S. K. m. 491) (5237 S. K. m. 141, 142, 143)

Dava: Güveni kötüye kullanmak suçundan sanıklar a ve b'in yapılan yargılamaları sonunda: Beraatlarına dair BURSA 6. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 15.4.2002 gün ve 2000/1447 Esas, 2002/308 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının onama isteyen 14.1.2004 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle, incelenerek gereği görüşüldü: 

Karar: Sanıkların, nakit para çekmek amacıyla şikayetçiden teslim aldıkları kredi kartıyla çektikleri parayı ödememelerinin yanında, aldıkları kartı da iade etmeyip inkar etmek suretiyle güveni kötüye kullanmak suçunun işlendiğinin iddia olunup, mahkemece de kabul edilmesine rağmen kartın iade edilmemesinin yüklenen suçu oluşturup oluşturmayacağının karar yerinde tartışılmaması, 

Sonuç: Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.3.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.