Vergi Usul Kanunu'na Muhalefet Resmi Belgede Sahtecilik

YARGITAY
5. Ceza Dairesi 2009/802 E.N , 2012/45 K.N.

İlgili Kavramlar

ZİMMET
VERGİ USUL KANUNU'NA MUHALEFET
RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK

Özet
SERBEST MUHASEBECİ OLUP KOOPERATİFİN MUHASEBE İŞLEMLERİNİ YAPMAYI SÖZLEŞMEYLE ÜSTLENEN SANIĞIN 3568 SAYILI SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU'NUN 47. MADDESİ UYARINCA GÖREVİ SEBEBİYLE İŞLEDİĞİ SUÇLARDAN DOLAYI, KAMU GÖREVLİLERİ GİBİ CEZALANDIRILMASI GEREKMEKTEYSE DE SÖZ KONUSU KANUN VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ HÜKÜMLERİNE GÖRE MÜŞTERİLERİNİN VERGİLERİNİ YATIRMA GÖREVİ BULUNMADIĞI GİBİ 26.01.1996 TARİHLİ RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANAN MECBURİ MESLEK KARARLARINA İLİŞKİN GENELGE'NİN 1. MADDESİYLE MUHASEBECİLERİN MÜŞTERİ ADINA 3. KİŞİLERE (VERGİ DAİRESİ, SSK, BAĞ-KUR VE BENZERİ KURUMLARA) ÖDEME YAPMAK ÜZERE HER NE İSİM ALTINDA OLURSA OLSUN PARA, ÇEK GİBİ MALİ DEĞERLER ALMALARININ YASAKLANMIŞ OLMASI NEDENİYLE KOOPERATİF YÖNETİM KURULU BAŞKANINDAN KOOPERATİF ADINA TAHAKKUK EDECEK VERGİLERİN ÖDENMESİ İÇİN ALDIĞI İDDİA EDİLEN PARA VE ÇEKLERİN KENDİSİNE GÖREVİ NEDENİYLE TEVDİ EDİLDİĞİNİN VE BUNLAR ÜZERİNDE GÖZETİM VE MUHAFAZA GÖREVİNİN BULUNDUĞUNUN KABUL EDİLEMEYECEĞİ GÖZETİLMELİDİR.


İçtihat Metni

Zimmet suçundan sanıklar Süleyman, Hasan G., Yusuf, Ahmet, Ali, Hasan E., Mustafa, Hebip, Hüseyin ve Murat'ın yapılan yargılanmaları sonunda; sanıklar Süleyman ve Hasan G.'nin atılı suçtan mahkumiyetine diğer sanıkların beraetlerine dair, (Alanya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)'nden verilen 12.03.2008 gün ve 2002/65 Esas, 2008/87 Karar sayılı hükümlerin süresi içinde o yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar Hasan G. ve Süleyman müdafiileri ile sanık Hasan G. tarafından temyiz edilmesi ve incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine dava evrakı C.Başsavcılığı'ndan tebliğname ile Daireye gönderilmekle incelendi:

O yer Cumhuriyet Savcısının gerekçeli temyiz dilekçesinin içeriğine nazaran sanıklar Süleyman ve Hasan G. hakkındaki mahkumiyet ve sanıklar Yusuf ve Hasan E. hakkındaki beraet hükümlerini kapsamadığı anlaşılmakla temyiz talebinin sadece sanıklar Mustafa, Hebip, Hüseyin, Murat, Ali ve Ahmet hakkında zimmet suçundan verilen beraet kararlarıyla sınırlı olduğunun kabul edilmesine ve sanıklara tayin edilen cezaların süresine göre sanıklar Hasan G. ve Süleyman müdafiileri ile sanık Hasan G.'nin duruşma isteklerinin CMUK'nın 318. maddesi gereğince reddiyle, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın 14.03.2002 tarihli yazısı içeriğinden sanıklar Mustafa, Hüseyin ve Murat'ın kooperatifi temsil yetkileri bulunmadığının ve dosya kapsamından kooperatif iş ve işlemlerinin fiilen yönetim kurulu başkanı olan sanık Hasan G. tarafından yürütülüp sanıklar Hebip, Ahmet ve Ali'nin davaya konu eylemlere iştirak ettiklerine dair her türlü kuşkudan uzak, cezalandırmaya yeterli kanıtların elde edilemediğinin anlaşılması nedeniyle delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraet hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazlarının reddiyle Mustafa, Hebip, Hüseyin, Murat, Ali ve Ahmet hakkındaki hükümlerin tebliğname gibi ONANMASINA,

Sanıklar Hasan G. ve Süleyman hakkında zimmet suçundan kurulan hükümlere yönelik itirazlara gelince:

Serbest muhasebeci olup S.S. K… Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'nin muhasebe işlemlerini yapmayı sözleşmeyle üstlenen sanık Süleyman'ın 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 47. maddesi uyarınca görevi sebebiyle işlediği suçlardan dolayı kamu görevlileri gibi cezalandırılması·gerekmekteyse de söz konusu Kanun ve uygulama yönetmeliği hükümlerine göre müşterilerinin vergilerini yatırma görevi bulunmadığı gibi 26.01.1996 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Mecburi Meslek Kararlarına İlişkin Genelge'nin 1. maddesiyle muhasebecilerin müşteri adına 3. kişilere (Vergi Dairesi, SSK, Bağ-Kur ve benzeri kurumlara) ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun para, çek gibi mali değerler almalarının yasaklanmış olması nedeniyle koo-peratif yönetim kurulu başkanı olan sanık Hasan G.'den kooperatif adına tahakkuk edecek vergilerin ödenmesi için aldığı iddia edilen para ve çeklerin kendisine görevi nedeniyle tevdi edildiğinin ve bunlar üzerinde gözetim ve muhafaza görevinin bulunduğunun kabul edilemeyeceği, keza sahte faturalarla gerçeğe aykırı vergi indirimi yapmak gibi hileli hareketlerle kooperatif adına düşük vergi ödenmesini sağlamak şeklindeki eylemlerinin de 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde yer alan özel düzenleme nedeniyle zimmet suçuna vücut vermeyeceği bu itibarla diğer zimmet iddialarına ilişkin olarak sanık Hasan G. tarafından bilirkişi raporlarının tanziminden sonra ileri sürülen kooperatife ait otobüsün alınmasından kalan borcun ödendiği, harcamaların gider pusulaları ile yapıldığı, sahte faturaların kullanılmasından haberinin olmadığı yönündeki savunmaları gözetilerek, otobüs borcunun ödenmesine ilişkin olarak bilgisi olduğu anlaşılan Latif, Hacı, Mehmet E. ve Mehmet S. isimli şahıslar ve gerektiğinde sonradan ibraz edilen harcama pusulaları adına düzenlenmiş olan kişiler ile tespiti halinde sanık tarafından ibraz edilen harcama listelerinde adına ödeme yapıldığı belirtildiği halde ödeme belgesi bulunmayan şahısların çağrılıp tanık olarak dinlenmesinden ve kooperatif paralarının fiilen kimlerin zilyetliğinde olduğu hususunda sanıkların tekrar beyanlarının alınmasından sonra dosyanın tüm ekleriyle birlikte emekli Sayıştay uzman denetçilerinden oluşturulacak yeni bir heyete tevdii ile suça konu dönemde kooperatifin gelir gider ve mevcutlarının karşılaştırılması suretiyle sanıkların uhdelerinde kalan bir miktarın bulunup bulunmadığına dair rapor alınmasından sonra 3568 sayılı Kanun'un 47. maddesi, 1163 sayılı Kanun'un 62. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nın 212. maddesi de nazara alınıp davaya konu belgelerin düzenlenmesi nedeniyle "memurun resmi belgede sahteciliği" suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı da değerlendirilerek sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden ve sanıkların fikir ve irade birliği içinde hareket ettiklerine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,

Kanuna aykırı, o yer Cumhuriyet Savcısının ve sanıklar müdafiilerin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 10.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.