Zimmet Ödeme İradesi  Etkin Pişmanlık

YARGITAY
5. Ceza Dairesi 2008/1866 E.N , 2012/1694 K.N.

İlgili Kavramlar

ETKİN PİŞMANLIK
ÖDEME İRADESİ
ZİMMET

Özet
CMK'NIN 2/E, 158/1 VE 160. MADDELERİNE GÖRE SORUŞTURMA, "KANUNA GÖRE YETKİLİ MERCİLERCE SUÇ ŞÜPHESİNİN ÖĞRENİLMESİNDEN İDDİANAMENİN KABULÜNE KADAR GEÇEN EVREYİ" İFADE EDER VE CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI VEYA KOLLUK MAKAMLARINCA SUÇUN İŞLENDİĞİNİN ÖĞRENİLMESİYLE BAŞLAR. CUMHURİYET BAŞSAVCI-LIĞI'NA YAPILAN SUÇ DUYURUSUNDAN ÖNCE İLK İDDİANAMEYE KONU PARAYI TAMAMEN İADE EDEN, DAVA AÇILDIKTAN SONRA ABONELERİN MÜRACAATI ÜZERİNE ORTAYA ÇIKIP BOZMA İLAMI SONRASINDA DÜZENLENEN EK İDDİANAMEYE KONU EDİLEN KISMI DA EK İDDİANAME DÜZENLENMEDEN ÖNCE ÖDEYEN VE ÖDENEN MİKTARLARIN TOPLAMINA NAZARAN ÖDEME İRADESİNİN SORUŞTURMA BAŞLAMADAN ÖNCEYE YÖNELİK OLDUĞU ANLAŞILAN SANIĞIN CEZASINDAN 5237 SAYILI TCK'NIN 248/1. MADDESİ UYARINCA 2/3 ORANINDA İNDİRİM YAPILMASI GEREKTİĞİ GÖZETİLMELİDİR.


İçtihat Metni

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:

Suçun 5237 sayılı Yasa'nın 53/1-a maddesindeki yetkinin kötüye kullanılması suretiyle işlendiğinin kabul edilmesi karşısında aynı Yasa'nın 53/5. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından, TCK'nın 43. maddesi ile uygulama yapılırken 8 yıl 16 ay 15 gün yerine 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına hükmolunması ise sonuç cezanın doğru olarak belirlenmesi sebebiyle sonuca etkili olmadığından bozma nedeni sayılmamış, bozma üzerine yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.

Ancak;

CMK'nın 2/e, 158/1 ve 160. maddelerine ve Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 17.10.2006 gün ve 2006/5-165-213 sayılı Kararına göre; soruşturmanın, "kanuna göre yetkili mercilerce suç şüphesinin öğrenilmesinden iddianamenin kabulüne kadar geçen evreyi" ifade ettiği ve soruşturmanın Cumhuriyet Başsavcılığı veya kolluk makamlarınca suçun işlendiğinin öğrenilmesiyle başladığı dikkate alınarak, sanığın, Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan ve 16.01.2001 tarihinde havale edilen suç duyurusundan önce 02.02.2001 günlü iddianameye konu 1.818.350.000 lira parayı tamamen iade ettiği, dava açıldıktan sonra abonelerin müracaatı üzerine ortaya çıkan 300.300.000 lirayı ise 27.12.2001 tarihinde ödediği, bu zimmet miktarına ilişkin olarak da Dairemizin bozma ilamı sonrasında 02.11.2004 tarihli ek iddianame ile kamu davasının açıldığı, ödenen miktarların toplamına nazaran sanığın ödeme iradesinin soruşturma başlamadan önceye yönelik olduğu gözetilerek, cezasından 5237 sayılı TCK'nın 248/1. maddesi uyarınca 2/3 yerine aynı Kanun'un 248/2. maddesi gereğince 1/3 oranında indirim yapılması sonucu fazla ceza tayini,

5237 sayılı TCK'nın 53/1. maddesine göre anılan madde ve fıkrada belirtilen hakları kullanmaktan yoksun bırakılmanın, kasten işlenmiş bir suçtan dolayı verilen hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olması karşısında anılan maddenin birinci fıkrasında sayılan hakların tamamı ile ilgili yoksun bırakma kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,

Ceza miktarı bakımından kazanılmış hak nedeniyle indirim yapılırken, 5320 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 8/1. maddesi uyarınca uygulama maddesinin halen yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi yerine, 5271 sayılı CMK'nın 307. maddesinin yazılması,

Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 07.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.