6100 Sayılı HMK’da Islah Kesilen Maluliyet Aylığının Ödenmesi 

YARGITAY 10.Hukuk Dairesi 
Esas: 2011/8537 
Karar: 2011/14138 

6100 Sayılı HMK’da Islah 
Kesilen Maluliyet Aylığının Ödenmesi 

Dava, davacının kesilen maluliyet aylığının, kesildiği tarihten itibaren yasal faiziyle ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüyle, maluliyet aylığının iptali kararının iptaline, aylıkların kesildiği 01.09.2005 tarihinden dava tarihine dek hak edilen aylıkların tahsiline karar verilmiştir.
Hükmün, taraflar vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, usûl ve kanuna uygun olan hükmün maluliyet aylığının iptali kararının iptaline dair bölümünün ONANMASINA;
2- Davacı vekilinin, hükmün, aylıkların kesildiği 01.9.2005 tarihinden dava tarihine dek hak edilen 5.880,24 TL'nin yasal faiziyle aylıkların tahsiline, fazla istemin reddine ilişkin bölümünün temyiz incelemesine gelince;
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 83. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 176. maddesinde düzenlenen ıslah kavramı, tarafların iddia ve savunmanın değiştirilmesi yasağı sebebiyle yapamadıkları usul işlemlerini, verdikleri dilekçelerle tamamen veya kısmen değiştirmeleridir.
Somut olayda, dava dilekçesinde, bir rakam belirtmeksizin, kesilen maluliyet aylığının, kesildiği tarihten itibaren yasal faiziyle ödenmesi istenmiş, ancak hakimin 27.9.2010tarihli celsede kurduğu, muaccel aylıkların miktarlarının belirlenmesine ve harcının yatırılmasına dair ara kararı yerine getirmek amacıyla, davacı vekili tarafından 22.10.2010 havale tarihli dilekçe ile, fazlaya dair hakları saklı tutularak, birikmiş maluliyet aylıklarını 30.000 TL olarak belirttiği ve harcını yatırdığı anlaşılmaktadır. Anılan dilekçede ıslah ifadesini kullanmayan davacı vekilinin yaptığı bu işlemin, nitelik itibariyle de davanın sebebini, konusunu veya talep sonucunu değiştirmeye yönelik bir ıslah işlemi olmadığı, sadece ilgili ara kararın gereğini yerine getirilmesini amaçladığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan sebeplerle, mahkemenin davacı vekilinin anılan dilekçesinin sonuçlarına geçerlilik tanıyarak, davayı aynı zamanda bir alacak davası olarak ele alıp alacağa hükmetmesi, buna bağlı olarak kısmi red sebebiyle yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. 
Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 18.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.