İflasın Açılmasından Sonra İş Davasının Yürütüleceği 

9. Hukuk Dairesi 2009/44751 E., 2010/26566 K.

İFLASIN AÇILMASINDAN SONRA İŞ DAVASININ YÜRÜTÜLECEĞİ 


Yerel mahkeme, karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. 

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ş.K.... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: 

Y A R G I T A Y K A R A R I 

Davacı, davalı işyerinde 10.10.1989-02.01.2005 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını ileri sürerek işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. 

Davalı, davanın reddine istemiştir. 

Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacının temyizi üzerine ilk kararın bozulduğu, bu ilk karardan sonra Yargıtay bozma kararından önce davalı şirketin iflasına karar verildiği, bozma kararına uyan mahkemece davalının alacağının masaya kaydedildiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verdiği, bu kararın davacı tarafından temyiz edildiği dosya kapsamı ile anlaşılmıştır. 

İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi Medeni usul ve İcra hukuku kuralları üzerindede etki yaratır. Bu etkilerden biri de görev kurallarında meydana gelen değişikliktir. Görev kurallarındaki değişikliği dava açıldıktan sonra işverenin iflas etmesi hali ve iflas kararı verdikten sonra işçinin işverene dava açması hali bakımından ayrı ayrı incelemek gerekir. 

İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplatıntısından on gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de ( iik.m.194), yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile evlenme, ahvalı şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı kabul edilmiştir. İcra ve iflas kanununun 194 üncü maddesinde ayrık tutulan "Müstacel haller" den maksat, acele görülmesi gereken ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalardan hakim takdir hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibarıyle İİK.194 üncü maddenin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeksizin yargılamaya devam edilmelidir. Bunun yanında kanunun lafzına göre davacıların müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hasıl olmakta isede, masaya dahil mal ve haklar bakımından muflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacel de olsa bu davalara taraf olmaya devam etmesine manidir. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas dairesi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı İflas İdaresinin seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas dairesi muflisin yerini alarak davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü iş mahkemesinde devam olunur. Böylece işçinin alacağının tahsili amacıyla iş mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar verilmesi mahkemenin görevini etkilemez isede, işveren muflisin yerine geçecek olanı etkiler. 

İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için İİK'nun 219/2 maddesinde öngörülen 1 aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklar da red sebebleri ile birlikte sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi İİK'nun 232. maddesinde öngörülen sürede düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanunun 166/2 maddesindeki usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebliğatı gösterir adres ve tebliğat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz davalarında dava açma süresi, görev ve yetki İİK'nun 235. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlıyacağı belirtildikten sonra, ayrıca İİK'nun 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı tutulan hükme göre, iflas masasına müracaat eden alacaklılar tebliğatı kabule elverişli adres gösterir, yazı ve tebliğat masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın 15 gün içinde açılması gerekmektedir.Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınır. İcra ve İflas Kanunu'nun 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren Ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki her hangi bir Ticaret Mahkemesinde açılabilir. Görevin belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi, buradaki mahkemenin yetkiside kamu düzenine ilişkindir. 

Bu durum karşısında iş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında, işverenin iflası halinde dahi, İİK'nun 194. maddesi uyarınca, davaya iş mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce İflası halinde ise, yukarıda belirtilen şekilde hareket ile, alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde, Asliye Ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir. 

Bu açıklamadan sonra somut olaya geldiğimizde, ikinci alacaklılar, toplantısı yapılmış olmakla, İflas İdare memurlarına duruşma günü bildirilerek davaya devam ile, davalının iflas tarihi itibarı ile oluşan ana para ve faiz borcu ve masraflar toplamı, bilirkişiden alınacak rapor ile belirlenip, sıra cetveline kaydedilen miktar kadar; bu miktardan az ise, önceki karar gibi, sıra cetveline kaydedilen miktardan çok ise, üzerindeki bakiye kısmın Müflis Şirketten tahsilinin sağlanması konusunda karar verilmesi gerekir iken eksik inceleme ile karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir. 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.9.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.