İstihkak iddası- haczedilen malın başka şirkete ait olduğu iddiası

YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO: 2011/17-638 KARAR NO: 2012/13

İSTİHKAK İDDİASI
HACZEDİLEN EŞYALARIN BAŞKA ŞİRKETE AİT OLDUĞU İDDİASI

Taraflar arasındaki “İstihkak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Manisa 2.İcra Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 08.12.2009 gün ve 2009/342 E.,2009/535 K. sayılı kararın incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 31.03.2011 gün ve 2011/2198 E., 2011/2924 K. sayılı ilamı ile;
(... Davacı (üçüncü kişi) vekili, Manisa 1.İcra Müdürlüğü’nün 2009/3613 Esas sayılı dosyasında yapılan 26.06.2009 günlü hacze konu menkullerden 1500 adet derinin üçüncü kişi şirkete ait olduğunu, haciz adresinde 01.01.2007’den beri faaliyet gösteren Kıvırcık Deri adlı iş yerinin sahibi Yılmaz Özdemir’e tıraşlanmak üzere fason olarak teslim edildiğini, borçlu şirketin 2006 yılında iflas ederek haciz adresi ile ilgisini kestiğini,mahcuzlarla ilgisinin bulunmadığını, belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı (alacaklı) vekili, “davacının sunduğu faturanın hacizden sonra düzenlendiğini, her zaman temini mümkün belgelerden olduğunu, istihkak iddiasının kanıtlanamadığını” belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı (borçlu), usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre: “ödeme emri haciz adresinde sekreter imzasına tebliğ edilmişse de; Vergi Dairesi’nden getirtilen yoklama fişine göre bu adreste 21.11.2008’den itibaren Yılmaz Özdemir’in faal olduğu, üçüncü kişinin sunduğu fatura kapsamında satın aldığı derilerden 1.500 tanesini fason traş yapılmak üzere Yılmaz Özdemir’e teslim ettiği, aksinin kanıtlanamadığı“ gerekçesi ile davanın kabulü ile 1500 adet kromlu deri üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.
Dava konusu haciz ödeme emrinin de tebliğ edildiği takip adresinde yapılmış, hacizde borçlu adına düzenlenmiş bir adet fatura ele geçmiştir. Kolluk tarafından mahallinde yapılan araştırmada, haciz tarihi itibarı ile haciz adresinde borçlu şirketin fiilen faaliyet gösterdiği belirlenmiştir. İİK’nnu 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi borçlu, dolayısıyla alacaklı yararınadır ve ispat yükü altında bulunan üçüncü kişinin sunduğu, hacizle aynı gün düzenlenmiş fatura, sonradan temini mümkün belgelerden olup, istihkak iddiasını kanıtlamaya elverişli değildir. Esasen davacı, ticari ilişki içinde olduğunu dahi kabul etmediği borçlu şirketin faaliyet adresine mahcuzları neden bıraktığını kanıtlayamamıştır. 
Davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 18.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.