İtirazın İptali Davasında Çekin Unsurlarının Bulunmaması...

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 
Esas No: 2010/9427 
Karar No: 2011/4922 

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen kesin kararın süresi içinde davalı vekilince kanun yararına temyiz olunması için istemde bulunulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün HUMK’nun 427/6 maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Davacı vekili, müvekkilinin hamili bulunduğu çekin ibrazı üzerine karşılıksız çıktığını ve 350 TL tutarındaki çek güvence bedelinin tahsili için davalı banka aleyhine girişilen takibe itiraz sonucu takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali, takibin devamı ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, davacı yanca kanıtlanan davanın kabulüyle itirazın iptaline, takibin devamına ve takip konusu 350 TL’nin %40’ına isabet eden miktarda icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline kesin olarak karar verilmiş, davalı vekilince kanun yararına temyiz olunması için istemde bulunulması üzerine Adalet Bakanlığı talebi doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca hükmün HUMK 427/6 maddesi uyarınca kanun yararına bozulması istenmiştir.

Dava konusu çekde keşide yeri bulunmamaktadır. Keşide yerinin çekin yasal unsurlarından olup, mahkemece bu hususun gözetilmemesi isabetsizdir.

Öte yandan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanunun 6/son maddesi “Takas odaları aracılığı ile ibraz edilmiş çekler için 10. maddede belirtilen sorumluluk miktarı dahil kısmi ödeme yapılamaz” hükmünü içermektedir. Davaya konu çekin takasa ibraz edildiği dosya içerisindeki çek örneğinden anlaşılmaktadır. Takasa ibraz edilen çek yönünden davalı bankanın kısmi ödeme yapma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece anılan yasa hükmü dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteğinin kabulü ile HUMK 427/7 maddesi gereğince hükmün kanun yararına ve hukuki sonuçları kalkmamak koşuluyla BOZULMASINA, aynı yasanın 427/son maddesi uyarınca kararın bir örneğinin Resmî Gazete’de yayımlanmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilmesine, 13.4.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.