Soy bağının (Nesebin) Reddi Davası

Soybağı bizim hukukumuz da iki şekilde var olur. İlk olarak kan bağının bulunmasına bağlı olarak soybağı vardır. İkinci olarak ise evlat edinme ilişkisi neticesinde oluşan soybağı vardır. Kan bağı ile kurulan soybağı ise üç şekilde meydana çıkar. Ana ile evlilik, tanıma veya mahkeme kararı ile kan bağı aracılığıyla soybağı kurulur. Bu üç soybağı oluşum şekline karşı kişilerin itiraz hakkı ve soybağının aslında kurulmadığı yanlış olduğunu ortaya çıkarma hakkı vardır. Yani soybağının kurulması nasıl mümkün ise soybağının reddi de mümkündür.

 

İlk olarak ana ile evlilik neticesinde oluşan soybağının reddi davasının niteliklerine bakalım. Ana ile evlilik neticesinde oluşan soybağı babalık karinesi diye adlandırılır. Yani bu bir karinedir aksi ispat edilebilir. Babalık karinesinin çürütülmesi ile birlikte çocuk ile babası arasında ki soybağı ortadan kalkar ve çocuk baba yönünden soybağı olmayan çocuk durumuna gelir.

 

Soybağının reddi davasının açılması için kanunumuz ikili bir ayrıma gitmiştir. Çocuğun evlilik içinde ana rahmine düşmesi neticesinde açılacak soybağı reddi davasında dayanılacak hususlar farklıyken, çocuğun evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmesini neticesinde açılacak soybağı reddi davasında dayanılacak hususlar farklıdır.

 

Çocuk eğer evlenmeden itibaren en az 180 gün geçtikten sonra ve evliliğin bitiminden en fazla 300 gün içinde doğan çocuk evlilik içerisinde ana rahmine düşmüş sayılır. Bu durumda davacı kocanın baba olmadığını ispat etmek zorundadır. Çocuk evlilik içerisinde ana rahmine düşmüşse kocanın baba olmasının mümkün olmadığı ispatlanmalıdır.

 

Çocuk eğer evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse davacının başka herhangi bir kanıt sunması gerekmemektedir. Bu iki durumdan herhangi birinin varlığını ispat ettiği takdirde babalık karinesi çürü ve çocuk ile baba arasında ki soybağı düşer. Evliliğin gerçekleşmesinden itibaren 180 gün geçmeden doğan çocuk evlilik dışında ana rahmine düşmüş sayılır. Eşlerin ayrı yaşaması hususunda ise bu ayrılığın hâkim kararı ile olması gerekmez.

 

Soybağının reddi davasını açma hakkı kanunumuzda çocuk ve babaya tanınmıştır. Bu ikisinin dava hakkı birbirinden ayrıdır. Bu dava hakkı kişiye sıkı suretle bağlı bir hak olduğu için koca sınırlı ehliyetsiz olsa dahi davayı tek başına açabilir; ancak tam ehliyetsiz olduğu durumda yasal temsilcisinin izni dahi olsa bu davayı açamaz. Koca eğer dava açmadan ölürse dava hakkı mirasçılara geçmez. Çocuğun dava açma hakkında ise ergin olmasından sonra herhangi bir kısıtlama yoktur. Çocuk ergin olmamasına rağmen ayırt etme gücüne sahipse davayı yine yasal temsilcilerinden izin almaksızın açabilir. Çocuğun ayırt etme gücü yoksa çocuğa atanacak kayyım tarafından bu dava açılır.

 

Soybağının reddi davasını koca açmışsa davalı tarafında ana ve çocuk bulunur. Davayı çocuk açmışsa davalı tarafta ana ve koca yer alır. Davalı taraf aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu için davanın her iki davalıya karşı açılması gerekmektedir. Kocanın açtığı dava da çocuk ölürse eğer dava çocuğun mirasçılarına karşı ve anaya karşı açılır. Ananın ölümü dahilinde ise dava sadece çocuğa karşı açılacaktır.

 

Dava açma süreleri çocuk ve koca tarafından farklı hususlara bağlanmıştır. Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açmak zorundadır. Çocuk ise ergin olduğu tarihten itibaren bir yıl süre içerisinde bu davayı açmalıdır. Ergin olmayan çocuğun dava açma hakkı ise kendisine atanan kayyımın atamasından itibaren bir yıl süre geçerlidir. Bu sürelerin gecikmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa gecikme sebebinin ortadan kalkmasında itibaren süreler işler.

 

Soybağı reddi davası taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesini açılır. Görevli mahkeme Aile Mahkemesidir.

 

Soybağının reddi kararı verildiği takdirde koca ile çocuk arasındaki soybağı geçmişe dönük olarak çocuğun doğumundan itibaren ortadan kalkar.

 

Sonradan evlenme ile kurulan soybağına karşı dava açılması da mümkündür. Bu davayı ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve Cumhuriyet savcısı açabilir. Bu dava da kocanın baba olmadığını ispat etmek yeterlidir. Çocuk eğer ölmüş ya da ayırt etme gücünü sürekli kaybetmişse çocuğun altsoyu da bu davayı açmaya yetkili olur. Bu davanın da bir hak düşürücü süresi vardır. Dava evliliğin gerçekleşmesinden itibaren veya kocanın baba olmadığını öğrendiği tarihten itibaren bir yıl içerisinde açılır. Bu süre içerisinde eğer dava açılamamışsa ve bu açılamamasının nedeni haklı bir sebebe dayanıyorsa bu haklı sebebin ortadan kalkmasından itibaren bir ay içerisinde dava açılabilir. Bu davayı da açmaya yetkili mahkeme taraflardan birinin dava veya doğum sırasında ki yerleşim yeri mahkemesidir. Bu mahkeme de Aile Mahkemesidir.

 

Soybağının reddine ilişkin ikinci hususumuz tanıma ile kurulan soybağının reddi dir. Tanıma yolu ile kurulan soybağının reddi davasını ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer açabilir. Bu davayı açma hakkı sınırlı sayıda ki kişiye tanınmıştır. Dava tanımayı gerçekleştiren kişiye karşı açılır. Eğer tanımayı gerçekleştiren kişi ölmüşse dava onun mirasçılarına karşı açılacaktır. Tanımanın iptali davası kişiye sıkı surette bağlı bir haktır. Bu yüzden ana ve çocuk sınırlı ehliyetsiz dahi olsalar yasal temsilcilerinin iznine gerek kalmadan bu davayı açabileceklerdir. Çocuğun ölümü halinde bu davayı altsoyu açabilir.

 

Tanımanın iptali davasını ana veya çocuk değil de diğer ilgililer açmışsa tanıyanın baba olmadığını ispatlamaları yeterlidir. Davayı ana veya çocuk açmışsa ispat yükü, tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra doğar. Buradan anlamamız gereken açılan bu davada ilk olarak tanıyanın belgeleri sunması ve inandırıcı olması gerekmektedir. Sonra ana veya çocuk bu belgelerin yanlış olduğunu ispatlamalıdırlar. Tanıyanın öne sürdüğü hususlar inandırıcı değilse ana veya çocuk bir işlem yapmadan tanımanın iptali kabul edilir.

 

Tanımanın iptali davasını açmanın da bir hak düşürücü süresi vardır. Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Bu süreler içerisinde haklı sebeple dava açılamamışsa haklı sebebin ortadan kalkmasından itibaren bir ay içerisinde dava açılması imkanı verilmiştir.

 

Soybağını ortadan kaldıran üçüncü hususumuz ise mahkeme kararı ile babalığa hükmedilen durumda bu kararın iptalinin istenmesidir. Kanunumuz bu durumun gerçekleşmesi için iki farklı imkan sunmuştur. Davalı çocuğun babasının olmasının imkansızlığını yada bir başka kişinin baba olma olasılığının kendisininkinden daha fazla olduğunu ispatlaması gerekmektedir. Bu durumlar da ispatlar genellikle tıbbi delillere dayanmaktadır.